11 Eylül darbeleri hakkindaki yanlis teoriler

English

Français

Türkçe

Uzun yıllar süren araştırmalardan sonra yanlış teorileri anlatmak bir mecburiyet olmuştur. Evet, 11/9'ü araştıran (9/11 Truth) guruplarda çok fazla yanlış teoriler var. Kamuoyundaki bütün meydanı doldurmak için medyalarda bu konuda en çok gösterilenler bu yanlış teorilerdir.

Gerçeklerin açıklanmasını engelleyen en büyük sebep 11/9 araştırma (9/11 Truth) guruplarıdır.

11/9 araştırma guruplarının liderleri gerçeklerin saklanması için çalışan sahtekarlardır. Başka bir değimle bu 11/9 araştırma guruplarının liderleri darbeleri yapan kişilerin suç ortaklarıdır. Bu liderlerin 3000 masumu öldüren katillerle suç ortaklığı için mahkemeden geçirilmeleri gerekiyor.

Resmi raporlar mağdurların ailelerinin bütün sorularına cevap vermiyorlar. Bazı mağdur aileler sorularına cevap aramada kendilerine destek ararken bu 11/9 araştırma guruplarıyla beraber çalışıyorlar. Bu aileler kendi fertlerini katleden kişilerin suç ortaklarıyla beraber çalıştıklarının farkında değiller.

Dürüstlüğümü korumak ve 11/9 hakkındaki çalışmalarıma karşı çıkabilecek aleştirilere karşı durabilmek için 11 eylül araştırma guruplarından tamamen ayrıldım. 2007 ve 2011 arasında sahtekarları teker teker ortaya çıkardım ve kendileriyle ilişkilerimi tamamen kestim.

Doktor Zdenek Bazant'ın üst üste yıkılma teorisi

Evvela Doktor Bazant'ın resmi teoriyi desteklediğini vurgulayalım.

Darbelerden iki gün sonra, 13 Eylül 2001 günü, Doktor Bazant, şöyle özetlenebilecek bir rapor yayımladı: Eğer uçakların vuduğu yerin üstündeki katlar bir kat yüksekliğinde boşlukta düşerse, alt kata vurduklarında ağırlıkları 8 katı daha fala oluyor. Alt katlar ise saadece 3 katı daha fazla yük kaldırmak için hesap edildiklerine göre, alt katta yıkılır ve düşer. Bu olay aşağı kadar devam eder ve bütün bina yıkılır.

Üst katların boşta düşebilmesi ancak darbe yerindeki bütün direkerin hepsinin 0,01 saniye kadar kısa bir sürede kırılmasıyla olabilir. Bu ise patlayıcı madde kullanılmadan imkansızdır.

Üst katlarda düşerken tek bir ağır madde olarak düşmez. Düşerken bu katlar küçük parçalara bölünürler. Alt katlara vurduklarındaki ağırlıklarıda küçük olur ve kalınlıkları büyüyen alt katları kıramazlar.

Resmi raporlardan birini yapan NIST bile bu teoriyi reddetmiştir. Ama Doktor Bazant bu teorisini hala desteklemektedir. Sonuç olarak Doktor Bazant'ın yalan söylediği kesinleşmiştir.

Raporunun çok acele medyada yayımlanması metnin darbelerden önce hazırlanmış olduğunu belirler. Buda Dr. Bazant'ın muhtemelen kulelerin hassas bir şekilde yerleştirilmiş patlayıcılarla yıkılmasını tasarlayan bilir kişi olduğunu ıfade eder.

Dr. Steven Jones'un Thermite ve erimiş metal teorisi

Steven Jones kulelerin demirleri eritebilecek sıcaklıklar üreten bir kimyevi ateşten olan "thermite" kullanılarak yıkıldıklarını iddia ediyor. Dayandığı deliller şunlardır:

Bazı kişiler darbelerden üç hafta sonra kulelerin altında erimiş demir bulunduğunu iddia ettiler. Kesin deliller tarafından doğrulanmıyan iddiaları ciddiye alamam. Eğer bu şekildeki erimiş demiri ben görmüş olsaydım kesin olarak onlarca veya yüzlerce fotoğraf çekerdim. Oysa bu durumda elimizdeki yegana fotoğraflar şunlar:

Bu foroğraf güney kule yıkılmadan birkaç saniye önce kuzey-doğu köşesinden sıcak bir maddenin aktığını gösteriyor. Thermite'e benzeyen bir madde. Ama bu kadar küçük bir fotoğrafla hangi madde olduğunu bilmek imkansız. Eğer thermite olduğunu kabullensek bile, elimizdeki yegane thermite delili budur. Bu kadar az madde kulelerin yıkılmasına sebep olamaz.

Bu fotoğraf Steven Jones'un kulelerin yıkılmasını anlatan yazısının en üst tarafında bulunuyor. Biz bu fotoğrafın photoshop gibi bilgisayar programlarıyla yapıldığını tesbit ettik. Fotoğraftaki üst ve sağda bulunan direği kuzey kulesinin güney-doğu köşesindeki kalıntılarda bulduk. Ama bu direğin etrafındaki geri kalan hiç bir maddeyi bulamadık. Fotoğrafın sağında bulunan beyaz bölge gece kullanılan bir ışık değil, fazla net olması photoshop ile eklenmiş bir bölge olduğunu gösteriyor. Erimiş demir diye bilinen parça bu şekilde düşmemeli; boşaltılan bir kovadaki su gibi incelerek düşmeli. ... Kısacası bu fotoğraf sahtedir.

Bu foroğrafta erimiş demir olduğuna dair bir delil olarak gösterildi. Oysa bu foroğraf işçilerin gece kullandığı bir elektrik lambasıdır.

Bu fotoğrafta yanlamasına kesilen demir direk thermite ile kesilmiş diye gösteriliyor. Gerçekte bu direğin temizleme anında oksijen kaynağı ile kesildiği açıkçana görünüyor. Çok sayıda fotoğraf ve filmler bu tip kesme aletlerinin kullanıldığını gösteriyor. Bu konuyu ne kadar araştırsak araştıralım, thermite ile kesildiğine dair hiç bir delil bulumayız. Bütün deliller oksijen kaynak aletleri ile kesildiğini gösteriyor. Bu delillerin çoğu alttaki resimde anlatılıyor.

Steven Jones'un bu çeşit zayıf ve yanlış teorileri ortaya atmaya devam etmesinin ve araştırma guruplarını yanlış yollara sokmaya çalışmasının manası nedir? Buna siz kendiniz mana verin.

Bu thermite theorisini destekleyerek "11 Eylül gerçekleri için Mimar ve Mühendizler" (Architects and Engineers for 9/11 truth - AE911) gurubu ve destekleyicileri de bu sahtekarlığın yayınlanmasına ortak oluyorlar.

Morgan Reynolds ve Veronica Chapman'ın "Uçak yok teorisi"

Bu teoriyi başka destekleyenler 9/11 Scholars örgütünden Jim Fetzer et Chuck Boldwyn

Bu kişiler kulelere uçakların çarpmadığını ve gösterilen bütün filmlerin saadece bilgisayarla yapıldığını iddia ediyorlar. Bu kadar büyük safsataları insanlar nasıl söyliyebilir? Bu olayları onbinlerce kişinin gözleriyle gördüklerini düşünemiyorlarmı!

Jim Fetzer ve Chuck Boldwyn uçağın WTC2'ye girişi anında hızının azalmamasını gösteriyorlar. Bu durum F= m * a (Kuvvet = Ağırlık * ivme) olan fizik kanununa uygundur. İmkan olan kuvvet 0,25 saniye süren giriş boyunda bir hız azaltmas yapabilmesi için sıfır sayılacak kadar küçük.

2010 sonlarında yaptığımız bütün anlatım ve isteklere rağmen Jim Fetzer ve Chuck Boldwyn bu teoriyi desteklemeye devam ettiler.

Dr. Judy Wood'sun "Uzay lazeri" teorisi

Kuleler boşta düşme kadar hızlı düştükleri için, Dr. Wood bunu yapmak için uzaydan gönderilen lazer enerji ışını kullandıklarını iddia ediyor. Bir doktor o kadar aptal olabilirmi? Uzaya gönderilen aletlerin kuvvetleri genellikle 1 kilo watt'an daha azdır. Kuleleri yıkmak için ise bu kuvvetin 1.000.000 katı daha fazla kuvvet gerekebilir!

Başka bir iddiada "kulelerin demirlerinin toz olup kaybolduğunu" söylüyor. Kulelerin yıkılma anında en çok farkedilen şey fazlasıyla büyük hacimdeki toz oluşması. Kat tabanlarındaki 10cm betonun patlayıcılar tarafından parçalanması o kadar toz oluşmasına sebep oldu. "Bilinmeyen bir fizik mucizesi ile demirlerin toza dönüştüğünü" iddia ederek insanları kandırıyor. "Doktor" ünvanı ile tanıtılan bilim adamları o kadar büyük yalanları söylerlerse bunlara sahtekarlıktan başka ne diyebiliriz?

Meyssan'ın füze teorisi ve Loose Change filmi

Thierry Meyssan resmi teoriyi eleştiren birinci kişi idi. Pentagon darbesinin araştırılmasıyla başlamıştı ve oradaki patlamada bir bomba olduğunun fakına varmıştı. Gerçektende yayımlanan fotoğrafların ikincisindeki patlamanın rengi kerozen patlamasından daha sıcaktı. Ama devam edip cephedeki deliğin küçük olması nedeniyle bu darbenin ancak bir füze tarafından yapılabileceğini iddia etmişti.

Pentagon cephedeki bütün hasarlar ele alındığında uçağın kanatlarının izlerini kolaylıkla görebiliriz. Meyssan kitabını 2002 yılında yazmıştı, yani darbelerden çok kısa bir zaman sonra. Yanlış fikirleri ortaya atması normal. Ama olaylardan yıllar sonra, 2008'de, Loose Change filminde Dylan Avery gibi bazı kişilerin hâla bu çeşit iddiaları devam ettirmeleri kabullenemez. Birde Loose Change filmi 11/9 olayları hakkında en çok bilinen film.

Eric Bart, Jean-Pierre Petit, Jim Hoffman, Victoria Ashley, ve Pentagon'a vuran 757

Resmi hikayedeki Pentagona vuran 757 teorisini desteklemek için bu kişiler bir sürü imkansız teorileri kullanıyorlar. Bu Pentagon olayında resmi raporlar Pentagon'a bir Boeing 757 uçağının vurduğunu kanıtlamak için bir sürü sahte resim ve deliller gösterdiler. Bu nedenle gerçekleri yanlışlardan ayırmak pek zor. Ama bunuda yapmak zorundayız. İşte bu resimlerin en önemlileri ve anlatımları :

En sağlam delilleri olan bu fotoğraf 757'lerde kullanılan bir RB211 uçak motorunu gösteriyor. Görünen enjektör delikleri RB211 motorunun aynısı. Ama bu fotoğrafın nerede yapıldığını bilemiyoruz. En iyi ihtimalde bunlar darbeden önce uçağın içine yerleştirilmiş bir motor veya motor parçası olabilir.

Bu fotoğraf "çıkış deliğinin" yanında bulunmuş bir 757 model uçağın sol arka teker kolunu gösteriyor. Uçağın yolunun devamında bulunan bu "çıkış deliğine" ancak uçağa bağlı olmayan ağır parçalar yetişebilir. Uçağın teker kolları kanatların içinde olduğu için ancak cepheye vurma anında uçaktan ayrılabilir. Bu uçak duvara dik vurmadığı için darbe anında dündü. Sağ kanat cepheye ilk vurunca yavaşladı ve sol kanat hızlandı. Saadece hızı çoğalan sol teker kolu kanattan ayrılıp yoluna devamedebilirdi. Duvara çarpma anında bu kolun gidiş yönü çıkış deliğine doğru değildi ve bu deliğe yetişemezdi.

Tek çaresi Pentagon'da 757 uçağının bulundğunu göstermek için bu kolu uçağın içine koymuş olmalarıdır. Aynı sekilde kara kutuda yerleştirilmiş ve yine çıkış deliğinin yanında bulunmuş.

Bu fotoğraftaki iniş tekerleri hem 757 ve hemde bazı 737'lerde kullanındı.

Bu fotoğraf bir 757'nin kanatlarının slatlarını ileri geri alan motoru gösteriyor. Fotoğrafın nerede ve ne zaman yapıldığı belli değil ama Pentagonun çimeninde yapıldığı öneriliyor. Sanki birileri bu motorun parçalarını toplayıp Pentagonun çimenine koyup fotoğrafını çekmişler ve 757 uçağının Pentagona vurduğuna dair delil olarak gösteriyorlar. Pentagona vuran uçağın slat motoru ya binanın içinde veya cephe duvarına yakın bir yerde olabilir. Binadan uzakta çimen üzerinde bulunması imkansız. Kısacası bu sahte bir delildir. Bu delili ciddiye alamayız.

Bu kişilerin çoğu resmi rapordaki gibi sol motorun yerdeki bir havalandırma duvarına vurduğunu iddia ediyorlar. Yerdeki küçük bir duvarda gerçekten kırık bir bölüm var, aşağdaki fotoğrafın alt-sol köşesinde görünüyor. Bu kırık tam yer seviyesinde. Ama duvardan önce yerde hiç bir iz yok. Birde sağ motor oradaki diesel jeneratöre 2,5m yükseklikte vurmuş. Eğer sağ motor 2,5m yükseklikte ise sol motor yerde olamaz, yoksa uçak fazla eğri olup sol kanat yere değerdi. Aşağdaki fotoğraf uçağın bu durumunu gösteriyor. Bu duvar kırıklığı, yerde bulunan ve uçağın ileriye fırlattığı bir kablo makarası tarafından yıpılmış olmalı.

Resmi rapordaki gibi bu kişilerin hepsi Pentagon duvarındaki hasarların bir 757'nin yapacağı hasarlardan daha küçük olduğunu buluyorlar. Resmi teoride kanatların ikisinin uclarının duvara çarpmadan kırıldığını anlatığı gibi, bu kişilerde benzeri yalanlar anlatıyor. Bu kişilerden bazısı daha ilginç anlatımlar buluyorlar: "Uçağın burnu duvara çarpınca, uçağın hızı o kadar azalıyorki kanatların ikiside gövdeye bağlantı yerinden kırılıp öne doğru eğiliyorlar. Buda uçağın genişliğini ve cephedeki hasarları azaltıyor." Oysa bu tip uçaklarda en sağlam parçalar iki motor arasındaki kanatların bağlantı yerleridir. Bu parçalar kanatların kaldırma kuvvetini, motorların ileri yitme kuvvetini ve tekerlerin iniş anındaki yere vuruş kuvvetini uçağın gövdesine iletiyorlar. Uçağın burnunun duvara vurması asla o kadar büyük hız azalmasını yapamaz, çünkü burun bölümü çok hafif malzemelerle yapılıdır. En zayıf parçaların (burun) en sağlam parçaların (kanat kökleri) kırılmasına sebep olduğunu iddia eden bu teori ikansızdır. Buna karşılık cephedeki hasarların genişliği, özellikle giriş deliği ile sağdaki hasarların ucu arasındaki uzunluk, bu olaydaki en sağlam delillerden biridir. Bu ölçü Pentagona 737 büyüklüğünde bir uçağının vurduğunu gösteriyor.

Daha birçok yanlış teori var. Ama bu boş teorileri bozmaya daha fazla vakit kaybetmek istemiyorum. Araştırmamın sonuçları power point dosyasında anlatılmaktadır. Bu anlatım hiç kimse tarafından bozulamamıştır ve bir mahkeme önünde anlatmaya hazırım. Ama şikayetimi alacak bir mahkeme yoktur.

Evet Amerika ve ittifakları içindeki bazı örgütler 11/9 darbelerini yapıp müslüman devletlerine hücum etmeye ve barış zamanını savaş dünyasına çevirmeye kullandılar.

Müslümanların 11/9 darbeleri ile ilişkileri yoktur.

Bu yanlış teorileri ortaya atanalar kim ve neden yapıyorlar?

Dr. Zdenek Bazant, Steven Jones, Reynolds, Chapman, Jim Fetzer, Chuck Boldwyn, Judy Wood, Loose Change filmini yapanlar, Eric Bart, Jean-Pierre Petit, Jim Hoffman, Victoria Ashley

...

Bilinen kişilerin tümü sayılmadı.

Tüm bu insanlar muhtemelen 11/09/2001'de 3000 masumu öldüren katillerin suç ortaklarıdır ve bütün bu sahte teorileri gerçeği örtbas etmek için yayınlıyorlar.

Biz bir adalet mahkemesinin bunları dinlemesini ve bütün bu sahte teorileri yayınlamalarının sebeplerini açıklamalarını istiyoruz.

Darbelerde ve daha sonraki savaşlarda ölen veya yaralanan bütün mağdurlar adına hakkın yapılması lazım.